Prof.Dr.Gencay Gürsoy |
Çocukken karikatür çizmeye çok öykünürdüm. Resim defterimi açıp karakalemi elime alınca müthiş şeyler çizebileceğimi zanneder, her seferinde düş kırıklığına uğrardım. Çizmeyi tasarladığım karikatürler genellikle per hoşlanmadığım ya da kızdığım insanlarla ilgili olurdu. Çoğu zaman onların bana çirkin gelen bazı özelliklerini abartarak çizmeye çalışırdım. Örneğin derslerinden sıkıldığım öğretmenlerime kocaman bir göbek kondurur bununla yetinmez bir de çengelli bir burun eklerdim. Bütün bunları kafamda tasarlar, önümdeki resim defterinin boş sayfasında gerçekten çizmişim gibi görür, aklımdakini kolayca çizebileceğimi zannederek kaleme sarılırdım. Sonuçta koca göbekli çengel burunlu biçimsiz bir insan figürü ortaya çıkardı ama hiç bir tarafı öğretmenime benzemezdi. Umutsuz çabalarımı bir süre bırakır, sonra yeniden başlardım.
Lise yıllarında işi bir miktar ilerlettim. Çizdiğim portre karikatürler aslını azçok andırmaya başladı. Ama ben artık karikatürün, benim yapmaya çalıştığımın çok ötesinde bir sanat dalı olduğunu ve iyi bir karikatürist olmak için her şeyden önce gerçek bir yeteneğe sahip olmak gerektiğini çoktan anlamıştım.
Dr. Halis Dokgöz’ün çalışmaları hem çizgi hem de zengin bir gözlem yeteneğinin izlerini taşıyor. Tıp ve sağlık alanının sonsuz trajikomik olaylarla dolu pratiği ona bitmez tükenmez bir hammadde kaynağı sağlıyor.
Prof.Dr.Gencay Gürsoy
Türk Tabipleri Birliği Başkanı
PREFACE
I recall my childhood. I wished so much to be able to draw cartoon then. My hope of drawing splendid things every time I took a drawing pencil would be succeeded by disappointment. The cartoons I imagined would be about those people I dislike or angry at. Thus, I would try to exaggerate features I found most ugly. I would imagine the teachers who bored me with a large belly and an ugly hooked nose. Once I designed them in my mind, I would think that it was easy to transfer it on a page. It was not be a total failure; the result would be an ugly person with a large belly and a hooked nose, only that it wouldn’t remind the teacher at all! Such hopeless efforts would persuade me to abandon drawing until I regained the courage to take the pencil again. The same cycle would occur each time.
During high school years, the drawings improved. The portrait cartoon resembled the intended person. However at the same time I already learnt that cartoon is an art and required a talent beyond my reach.
MD. Halis Dokgöz’s lines both have artistry and demonstrate a talent of productive survey. The unending tragicomic events of daily medical practice provide him interminable raw material to engrave.
Gencay Gürsoy, Prof.Dr.
The President of Turkish Medical Association
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder