20 Aralık 2024 Cuma
12 Mart 2024 Salı
KUSURSUZ CİNAYET
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün yazdığı “Kusursuz Cinayet”
kitabı çıktı…
Kusursuz Cinayet var mıdır, yok mudur? Kusursuz
cinayetlerin peşinde adli tıp ve adli bilimler…
İnsan vücudu ilk ne zaman kesilerek
incelenmeye başladı ve otopsinin tarihsel gelişim süreci? Rembrant’ın
Dr.Tulp’un Anatomi Dersi tablosunun esrarı…
Yürüyen cesetlerden dondurulup yüzyıllarca
yeniden yaşamayı bekleyen cesetlere…
Adli olayları aydınlatan dedektif sinek ve
böceklerin gizemi…
Jeffrey Dahmer, Çivici Süleyman ve Seri
Katiller kimdir, kim değildir?
Soğuk bir gazoz içer misiniz? Nuri
Alço’dan Bill Cosby’ye, ilaçla
kolaylaştırılmış tecavüzler ve cinsel saldırılarda kullanılan ilaçlar neler?
Cinsel
saldırılar, arka planı ve en ağır formuyla aile içi cinsel istismar, Ensest!
Tarihsel
süreçte alkol ve katil içki Metil Alkol!
Osman
Hamdi Bey’den bugüne müzecilik ve kriminal müzecilik üzerine…
Kafatasından,
iskeletten ve DNA’dan yeniden yüzlendirme ve kimliklendirme mümkün mü ya da
adli sanat nedir?
Polenlerden
Matamata kaplumbağalarına başka bir adli ekoloji mümkün mü?
Yazılan
yazı ve imzalar kime ait? Dreyfus Davası, Emile Zola ve adli belge incelemeleri…
Tonlarca
uyuşturucu maddeler limanlardan sokaklara kolaylıkla giderken vücudunda
uyuşturucu taşıyan Paket Vücutların ölümcül dramı!
Hasatlık
bulguları oluşturarak doktor doktor dolaşan Münchausen Sendromu vakalarının
ilginç öyküsü…
Harakiri, ikili ölümler ve intihar
paktları… İntihar sadece intihar mıdır ya da Psikolojik Otopsi nedir?
Bitkisel
hayat ve beyin ölümü ölüm müdür? Kişinin fişi ne zaman çekilir ya da organ
nakli nedir?
Bir
cinayetin otopsisi ve adli olayları aydınlatan bilirkişilik sistemi ve bilirkişiler
ne bilir?
Adli
Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün yazdığı “Kusursuz Cinayet” kitabı A7 Kitap
etiketiyle raflarda… 28 yıldır adli tıp uzmanı olarak çalışan Dokgöz’ün deneyim
ve araştırmalarından süzülen 20 ilginç bölümden oluşan kitap, adli tıp ve adli
bilimler alanında bilimsel gerçekliklerin suç ve suçluların belirlenmesi ve
adaletin sağlanmasında yaşanan değişimleri tarihsel perspektifte ele alıyor.
"Kriminoloji
ve kriminalistik şüphesiz ki en özgün iki bilimsel alandır. Özgündür çünkü
öteki bilimlerden farklı olarak güncel olanla çok sıkı bir bağı vardır. İşlenen
her cinayet, gerçekleşen her suç bu iki bilim alanının inceleme alanındadır. Ve
failleri bulmak için kriminalistik biliminin yani adli tıbbın yardımına ihtiyaç
vardır. Çünkü kriminoloji tıptan hukuka, biyolojiden antropolojiye, jeolojiden
farmakolojiye kadar farklı bilimlerin toplamından oluşur. Suçlunun neden bu
suçu işlediğini anlamak için de kriminoloji devreye girecektir. Yani suçun
sosyolojik ve psikolojik geri planının analizi ancak kriminolojinin yardımıyla
yapılabilir. Bu iki bilimsel alan özellikle de kriminalistik son birkaç
yüzyıldır muhteşem bir ilerleme göstermiş, bilim ve teknolojik alandaki bütün
gelişmelerden de yararlanmayı sürdürerek suç ve suçlu mücadelenin vazgeçilmez
bir alanı olarak ortaya çıkmıştır. Elinizdeki kitap, işte bu olağanüstü bilim
alanının dünyadaki ve ülkemizdeki tarihini, gerçek olaylardan alınmış sarsıcı
örneklerle anlatmakta, suçla bilim arasındaki o tuhaf ilişkiyi aydınlatıcı bir
şekilde gözler önüne sermektedir. Her polisiye severin kütüphanesinde
bulundurması gereken bu önemli çalışmayı mutlaka okumanızı öneririm…" Ahmet Ümit
“Kusursuz
Cinayet” kitabında insan bedeninde, olay yerinde, bir imzada, belki hücrede
failin arandığı gizem yolculuğuna çıkıyoruz. Bilimin ışığında gerçeğin peşinde
koşmanın yöntemlerini okuyoruz. Ne de olsa; adli bilimler çok küçük detaylarda
ipuçlarının arandığı polisiye maceralardır. Adli Tıp Uzmanı Halis Dokgöz, sade
bir anlatım ve tarihsel süreçlerle bugüne ulaşıyor, geleceğe bakıyor. “Kusursuz
Cinayet var mıdır?” sorusunun peşinden gidiyor… Timur Soykan
6 Şubat 2024 Salı
SİBER SUÇLAR KİTABI YAYINLANDI...
Editörlüğünü
Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün yaptığı Türkiye’nin alanında ilk “Siber Suçlar” kitabı
çıktı…
Editörlüğünü Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün
yaptığı siber dünyanın sonsuz
evrenine multidisipliner bir bakış ve yaklaşım getiren ve alanında ilk olan
"SİBER SUÇLAR" kitabında 23
bölüm, tıp, psikoloji, kriminoloji,
hukuk, etik, siber güvenlik gibi uzmanlardan oluşan 37 bilim insanı tarafından yazıldı... Akademisyen
Yayınevi'nce basılan kitap, 392 sayfa
ve https://www.akademisyen.com/tr/urun/siber-suclar-9786253992682
üzerinden
ve kitap satan internet portallarından temin edilebilir.
Bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi
iletişim ve bilgi teknolojilerinin yaşamımızın merkezine girmesiyle birlikte
sanal gerçeklik de kültürümüzün bir parçası olmuştur. Sanal gerçeklik ile birlikte yeni suç unsurlarının da oluşması tüm
dünyada küresel bir sorunu da gündeme getirmiştir; Siber Suçlar.
Siber
teknoloji, bir yandan bilgi ve iletişimi hızlandırıp kolaylaştırırken diğer
yandan kötüye kullanım da bir o kadar hızlı ve kolay olmaktadır. Siber
saldırılarla seçimlere müdahale edilebilmekte, elektrik, doğal gaz kesintileri,
bankacılık ve iletişim sistemleri çökertilebilirken bireyin en mahrem alanına
girmekten farklı istismar boyutlarını da kapsayan çeşitli sahtecilikleri içeren
dev suçlar söz konusu olabilmektedir. Ülkeler artık en büyük
yatırımlarını siber dünyaya yapmaktadır. Tüm dünyada yaşanan siber devrimi
ıskalayan ülkelerin yeniden kurulan dünya düzenindeki yerinin neresi olacağını
tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.
Bilişim
teknolojilerini olabildiğince verimli kullanıp araştırma ve geliştirmeye
yatırımlar yaparak siber devrimin içinde yer almamız zorunlu görünüyor. Diğer
yandan bilişimin kötüye kullanılmasıyla ortaya çıkan siber suç ve buna bağlı
kavramlar ile bu suçun etkilerini irdelemek de zorunluluk. Yaşamımızı önemli
ölçüde kolaylaştıran sanal dünya bir yandan da bu duruma uygun yeni hukuksal
düzenlemeleri de zorunlu kılıyor. Siber suçlara yönelik
uluslararası hukuk boyutunda daha kapsamlı düzenlemelerin yapılması ve her
geçen gün etkisini arttıran siber suç olgusu üzerine sadece yerel değil
evrensel bir yaklaşım gerektiğinin altını çizmeliyiz.
KİTAP İÇERİĞİ
Siber Zorbalık-Siber
Mağduriyet ( Doç.Dr. Derya DENİZ, Arş. Gör. Hülya FİDANTEK),
Gözetleyen ve Gözetlenen
Dünyada Dönüşen Mahremiyet Algısı ve Dijital Şiddet
( Dr.Öğr.Üyesi Anıl ÖZGÜÇ)
Dijital Alanda Şiddet,
Yıkıcılık ve Perversiyonun Psikanalitik Açıdan Değerlendirilmesi (
Dr. Psk.Kübra KOÇ, Dr.Öğr.Üyesi Elif Yavuz SEVER)
Siber Dünya Ütopyasında
Bir Distopya: Stalking ( Psk. Burcu DEMİREL)
Toplumsal Cinsiyet
Temelli Kadına Yönelik Teknoloji Destekli Zorlayıcı Kontrol (
Dr. Öğr. Üyesi Duygu BUĞA, Öğr.Gör. Sotirios KALFOGLOU)
Lacancı Psikanalizde Sibernetiğin Mantığı:
Dijital Varoluştan Dijital Şiddete ( Atakan YORULMAZ)
Çevrimiçi
Nezaketsizlik (İnsivilite) Ve Nefret Söylemi Üzerine Güncel Sosyal Teori ( Doç.Dr.
Can ÇALICI)
Siber Şiddetin Bir
Görünümü: Siber Linç ( Dr. Mehmet Aykut ERK, Doç.Dr. Sunay
FIRAT)
Adli Psikiyatri
Perspektifinden Çevrim İçi/Siber Suçlara Yaklaşım (
Uzm.Dr. Yasin Hasan BALCIOĞLU, Prof.Dr. Fatih ÖNCÜ)
Çevrimiçi Çocuk İstismarı
(Makbule Kurt, Prof.Dr. Işıl Pakiş)
İnternet Bağımlılığı ve
Çocukta Cinsel İstismar ( Uzm.Dr. Emre YULUĞ, Prof.Dr. Halis
DOKGÖZ)
Siber Suçlar ve Halk
Sağlığı Yaklaşımı ( Uzm.Dr. Fatma ÖZDEMİR)
CSI Etkisi: Siber Dünya,
Medya Ve Toplum İz Düşümü ( Dr. Öğr.Üyesi Naile Esra SAKA)
Sosyal Medya ve Cinsel
Şiddet ( Uzm.Dr. Burak BULUT, Prof.Dr. Hakan Kar)
Siber Suç ve Suçluların
Tespiti (Vahap EREN)
Dijital Kanıt Veri
Tabanları ve Siber Güvenliğe Kriminolojik Yaklaşım (Burçak
ÜNAL)
Siber Etik
( Öğr.Gör. Orhan ÖNDER, Prof.Dr. Gürkan SERT)
Ülkemizde Siber Güvenlik,
Siber Suçlar ve Adli Yönü ( Abdullah GENÇAY, Prof.Dr. Nergis
CANTÜRK)
Yeni Nesil Siber Suçlar
Karşısında Çocuk ( Av. Mustafa Serhat KAŞIKARA)
Siber Suçlar Ve
Bilirkişilik ( Uzm.Dr. Gökçe KARAMAN, Prof.Dr. İ.
Özgür CAN)
Sanal Gerçeklik Ve
Metaverse’in Adli Tıp ve Adli Bilimlerdeki Uygulamaları (
Aziz Can ERDADA, Dr.Öğr.Üyesi Güven Seçkin KIRCI, Prof.Dr. Erdal ÖZER)
Sikkeden Kriptoya Parada
Sahtecilik ( Dr.Öğr.Üyesi Güven Seçkin KIRCI, Arş.Gör.Dr. Hacı
Seyit BÖLÜKBAŞI, Prof.Dr. Erdal ÖZER)
Siber
Suçlar Ve Maluliyet ( Uzm.Dr. Gökhan AKTÜRK, Prof.Dr. Nursel GAMSIZ BİLGİN)
22 Şubat 2022 Salı
BARDANADAM MURTAZA GÜRKAN ÜZERİNE...
30 Nisan 2021 Cuma
9 Nisan 2021 Cuma
31 Aralık 2020 Perşembe
29 Aralık 2020 Salı
1 Aralık 2020 Salı
HALİS DOKGÖZ KARİKATÜR SERGİSİ İSTANBUL SCHNEİDERTEMPEL SANAT MERKEZİ’NDE AÇILIYOR
HALİS DOKGÖZ KARİKATÜR SERGİSİ
İSTANBUL
SCHNEİDERTEMPEL SANAT MERKEZİ’NDE AÇILIYOR
Karikatürist ve
akademisyen Prof.Dr. Halis Dokgöz'ün Karikatür Sergisi 9 Aralık 2020 tarihinde
saat 11.00’de İstanbul Schneidertempel Sanat Merkezi’nde açılıyor.
Karikatüre 1985 yılında başlayan Dokgöz’ün ilk karikatürü Kılçık dergisinde yayınlandı. Daha sonra karikatürleri Gırgır, Limon, Çarşaf, ArteFacto, Buduar, Cumhuriyet, Bizim Gazete, Hürriyet, Milliyet, BirGün, Radikal ve Sabah gibi pek çok gazete ve dergide yayınlandı. Düzenli olarak Kılçık, Tıp Dünyası, Sendrom, Hiç, Fesat, Homur ve Hekim Forumu dergilerine çizdi. 2016-2018 yılları arasında Hürriyet Gazetesi Çukurova’da Metafor köşesinde günlük olarak karikatürleri yayınlandı. Karikatürleri Türkiye dışında Almanya, Fransa, İspanya, İtalya, Belçika, Yunanistan, Romanya, Polonya, İran, Kıbrıs, Portekiz, Kırgızistan, Rusya, Azerbaycan, Hindistan, Güney Kore, Sırbistan ve Çin gibi ülkelerde yayınlandı. Katıldığı ulusal ve uluslararası yarışmalardan çeşitli ödüller aldı.
1989’da Güneşin Girmediği Yere, 2010’da Çizgisel, 2019’da Metafor ve 2020’de Karikatürlerle Çocuk Hakları Sözleşmesi adlı kitapları yayınlandı. Halen Dünya Gazetesi, Eleştirel Kültür Dergisi ve 221B Polisiye Kültür Dergisi’ne çizmektedir.
9 Aralık 2020 günü Halis Dokgöz’ün katılımıyla saat: 11:00’da açılacak olan sergiye tüm sanatseverler davetli olmakla birlikte pandemi nedeniyle açılış yapılmayacaktır. Pazartesi kapalı olan galeri diğer günler 11.00-18.00 arası ziyarete açık olacaktır.
Adres: Bankalar Cad. Felek Sok. No:1 Karaköy, Beyoğlu İstanbul
Telefon: 90
212 249 0150
Web:
www.schneidertempel.org
e-posta: sanat@schneidertempel.org
20 Temmuz 2020 Pazartesi
KARİKATÜRLERLE ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ KİTABI YAYINLANDI...
14 Şubat 2020 Cuma
KARİKATÜR SERGİSİ, 21 ŞUBAT 2020 ANKARA
23 Ekim 2019 Çarşamba
METAFOR KARİKATÜR KİTABI YAYINLANDI...
Halk Sokak No: 5/A Yenişehir / Ankara / Türkiye
Tel : +90 (312) 431 16 33
28 Ocak 2019 Pazartesi
MARİLENA NARDİ SÖYLEŞİSİ: CUMHURİYET GAZETESİ
18 Ocak 2019 Cuma |
"Yaşama karşı kendimi sorumlu hissediyorum"
Adana’da 3. Uluslararası Çukurova Karikatür Festivali kapsamında, dünyanın birçok yerinden gelen usta karikatüristlerle birlikte açtığımız sergi kapsamında ünlü İtalyan karikatürist ve grafik mizahın önde gelen sanatçılarından Marilena Nardi ile karikatür sanatı ve dünyanın gidişi üzerine keyifli bir söyleşi yaptık.Marilena Nardi ile... |
Çizgi yaşama biçimim
Karikatürde politik eleştiri, kadın ve insan haklarını yoğun şekilde ele alıyorsunuz. Sizi karikatür çizmeye iten motivasyon kaynağınız nedir?
Çocukluktan itibaren bulunduğum ortam ve yaşadıklarımla ilgili dert ettiğim şeyleri çizmeye çalışıyorum. Çizgi benim yaşama biçimim. Kadınların yaşadıkları sorunlar bence tüm dünyada aynı.Bu konuyu işlemem çok doğal. Sadece kadınlar da değil, çocuklar, mülteciler, savaş ve çevre katliamı gibi her şey karikatüristin sorumluluğundadır. Karikatürlerimde kişisel durumlardan daha çok toplumsal sorunları evrensel boyutuyla ele almaya çalışıyorum.
Karikatürlerinizi nerelerde yayımlıyorsunuz? Karikatür basılı olmak zorunda mı yoksa internet ortamı yeterli mi?
Yaşama karşı kendimi sorumlu hissederim. Dünyanın neresinde olursa olsun canımı acıtan ve sıkan bir durum varsa mutlaka çizer ve her platformda paylaşırım. Gazete veya dergi gibi mecrada karikatürlerin yayımlanması disiplini açısından çok önemli. Basın karikatürlerini her gün üretmeye neden olan ve yaşama karikatür gözüyle bakmayı sağlayan bir süreç bu. İnternet ortamının ise hızını ve evrensel sınırları yok etmesini seviyorum. Dünyanın birçok ülkesinde yüzlerini görmediği karikatürist arkadaşlarının olmasını ve çizdiklerimizin yayımlanması kadar güzel bir duygu yok. Dolayısıyla, interneti iyice içe dönen toplumların dışavurumu gibi görüyorum. Sosyal medyayı da güvenilirlik sorunu nedeniyle sınırlı kullanıyorum.
Sanatçı baskı altında
Etkilendiğiniz karikatüristler kimler ve Türk karikatürü hakkında görüşleriniz nelerdir?
Etkilendiğim karikatürist Quino... Gerçekten grafik mizahın en özgün sanatçısıdır. Mümkün olan en az çizgiyle mesajını verir ve kişiyi yoğun düşündürür. Her karikatürü ayrı bir kitap gibi gelir bana. Sanırım bu etkilenme nedeniyle onun kadar yetkin olmasa da grafik karikatür çiziyorum. Türk karikatürünü de katıldığım etkinliklerden ve yarışmalarından izliyorum. Türk karikatürünün dünyada saygın bir yeri olduğunu düşünüyorum. Ancak son zamanlarda sadece Türk karikatüründe değil batı Avrupa’da bile karikatüristlerin korktuğunu düşünüyorum. Korkan bir karikatürist karikatür çizemez, çizdiği bir şeye yaramaz. Politik ve toplumsal baskılar ile terörist faaliyetler nedeniyle karikatüristler dünyanın her yerinde bir baskı içindeler. Bu baskı ortamı medyaya da yansıyor ve medyada karikatür daha az yer almaya başladı. Avrupa’da bile özgürlükçü görünen medyada karikatürlerin yayımlanmasında sorunlar yaşıyoruz.
Karikatür yazılı basında neredeyse yer almamaya başladı. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Dünyanın en gelişmiş kabul ettiği Avrupa ülkelerinde bile birçok gazete tam anlamıyla yayımlarını durdurma noktasına geldi. Gazete ve dergilerde karikatür yerine vinyet çizimler ve tasarımlar yer almaya başladı. Basının maalesef karikatür geleneği kayboluyor, bu da sosyo-kültürel bir sorun. İnternet tüm dünyaya açılım sağlayan çok güzel bir platform ama buradan ekonomik açıdan yaşamınızı kazanmanız biraz zor.
Sorunlarımız aynı
Bu soru gerçekten çok zor geldi. Savaşlar, ekonomik sıkıntılar, mülteciler, göç, açlık, Trump, çevre felaketleri... Dünyanın neresine gitsem benzer sorunlar her yerde.Tam mutlu olacağım bir olay oluyor, daha kutlayamadan bir felaket haberi ile sarsılıyoruz. Gelişmiş olduğunu düşündüğümüz Avrupa ve Amerika’da da yaşananlar daha az gelişmiş ülkelerden farklı değil aslında. İnsanlığın temel sorunları her yerde benzer sadece renkleri ve dozu farklı.
Karikatürlerinizde grafik mizah ve sorunlar ön planda oysa oldukça espirili ve keyiflisiniz. Burada bir çelişki yok mu?
Yaşamım boyunca pozitif düşünmeye çalışıyorum, ancak yaşanılan sorunları topluma sunma ve toplumu rahatsız ederek sorunların çözümüne bir aracılık yapacağımı düşünüyorum. Aslında çok eğlenceli ve espiriliyimdir. Ama olumsuzluklara tepki vermek de insani bir duygu. Çoğunluk sosyal medyadan tepki veriyor. Ben ise toplumsal sorunları iğneleyici tarzda çizgilerle yansıtmaya çalışıyorum. Özetle yaşamayı seviyorum, keyifliyim ama karikatürlerle de mesajlarımı iletmek zorundayım.